Her on kisiden biri doktoruna gerilim, kaygı ve endişe hissettikleri icin başvururlar. Kaygı hem bedeninizi hemde zihninizi etkiler. Kendinizde korku, yoğun endişe, sınırda hissetme hatta gerginlik ve panik hali hissettirir. Ayrıca fiziksel olarak, kaslarda gerginlik, terleme, titreme, nefes almakta zorlanma, başağrısı kalp atışlarınızda düzensiz yükselme, ishal yada midenizde sıkıntılar seklinde kendini gösterebilir. Yukarıda saydıklarımı yaşamanıza rağmen kendinizi kaygı sorunu yaşar görmüyorsanız bile bu bilgiler yararlı olabilir. Peki kaygı ne zaman probleme dönüşür? Kaygı bizi tehlike ve endişe verici durumlarda koruyan ve hayatta tutan bir reaksiyonken ortada tehlike yokken yada stresli durum geçtikten çok sonra dahi yaşaniyorsa artık bir problemdir . Kaygı genellikle birçok nedenin kombinasyonudur. Kimi kaynaklar sunlardır: Stres miktarı önemlidir. Tek ve büyük bir stress kaynağı yada küçük ama birkaç stress durumu kaygıyı tetikleyebilir. Olaylarla başetme beceriniz kaygının nasıl yaşandığını belirleyebilir. Kimileri doğal sekilde başedebilirken kimileri için tolere etmek daha zordur. Zorlanıyor olmanız başetmeyi öğrenemeyeceğiniz anlamına gelmez. Kaygı semptomlarına katkıda bulunan iki yönlü faktör vardır. Dısarı kaynaklı stress faktörleri mesela, iş, ilişki, ekonomi yada sağlık gibi; diğeri ise içsel tepkilerimiz. Içsel tepkilerimiz kaygıyı artırabilir. Yukarıda bahsettiğim fiziksel tepkilerimiz bizi korkutabilir ve kendimizi hasta yada bedenimize kötü birşey olacakmıs gibi hissettirerek kaygımızı artırabilir. Birçok kişi dokturuna boylesi sebeplerle basvurup sürekli sağlık testlerinden geçmektedir. Bu durum kaygıyı da artırır. Kaygı fiziksel tepkileri çoğaltır. Derken oda kaygıyı artırır. Kendinizi bir çembere hapsolmuü halde bulursunuz. Diğer taraftan kaygı hissedeceğinize yada kaygının gelecegine dair korku ile yaşama halide bir başka kendini besleyen çembere hapsolma halidir. Kaçinma -Sakinma hali: Kaygı yaratan durumlardan kaçınmak kısa sürede bizi rahatlatsada çozüm degildir. Kisa süreli kacınma rahatlatır. Her seferinde tekrar nasil kaçınacağınız konusunda endişe yaratır. Her kaçındığınızda bir dahaki sefer yüzleşmek güçleşir. Kaçındıkça zamanla kaçındığınız durumların sayısı artar. Kendine güven kaybı: Kaygı kendine güveni azalttığından eskiden kolayca yaptığınız seyleri yapamaz hale gelirsiniz. Kendimize güven bize dışarıdan verilebilir bir güç degildir. Yaptıklarımızla yükselir ve kendi başarımızla mümkündür. Alkol yada ilaçlar kısa süre için özgüveni yükseltebilirken uzun vadede aynı yararı sağlayamazlar. Kaygı sizi öldürmez, fiziksel olarak yaralamaz, kalbinize zarar vermez ama sizi zihinsel, bedensel ve ruhsal olarak yorar ve yaşam kalitenizi düşürdüğü gibi sizin ve sevdiklerinizin yaşaminda sikintilar doğurarak ilişkilerinizi bozabilir ve sizi depresyona sürükleyebilir. Dolayısıyla konuşmaktan ve destek almaktan kaçınmayın. Kacınmak en büyük düşmanınızdır!!